25 Aralık 2009 Cuma

Kerem'in bana ettikleri -1

   Ben küçüktüm o zamanlar ve oturduğumuz siteye yeni taşınmıştık.Yaklaşık iki hafta oluyordu.Çok mutlu olmuştum.Yeni site demek yeni arkadaşlıklar ve yeni bir heyecan demekti benim için.''Basket sahası bile var!'' demişti babam anneme.Annem profesyönel basketçiydi ve Efe Aydan 'la (araştır:Efe Aydan )top koşturmuşlukları vardı.Babam deseniz ha keza o da attığını sokardı potaya.Hayatlarında basket potası bile görmemiş olan annem ve babam için nasıl bir taşınma kıstası olabilir ki basket potası?
   
   Bana sorsanız o ağır topu bırakın potaya atmak havaya bile kaldıramıyordum.Kıvırcık simsiyah saçlarım ve tombulumsu yüzüm  Magic Johnson vari bir hava yaratıyordu ortamlarda ama dikkatinizi o ''vari'' kelimesine çekerim.o kadar yani.Magic le tek ortak yanımız saçlarımızın kıvırcıklığıydı heralde.Zaten o yan da ilerleyen yıllarda Magic in saçlarını kazıtmasıyla son buldu.
  İki hafta içinde bir yada iki kez dışarı çıkmıştım.Yeni arkadaşlar istiyordum ama kanımda pek ağırdı.Kanın ağırlığı deyimini bilmiyordum ancak üzerime de çok yakışıyordu hani.
     Annem ve Babam içeride konuşuyorlardı.
''-Hayati bence Kerem'i çağıralım o Gökhan'ın sosyalleşmesine katkıda bulunacaktır bence.''
   ''-Evet haklısın galiba.Hem bu durum Kerem ve Gökhan için de güzel bir değişiklik olur.''Annem le babam sürekli kitap okuyan bu doğrultuda bana da telkinlerde bulunan bir çiftti.Öyle ki bu durumları günlük hayattaki konuşmalarına bile yansıyordu.Bizim ev bir dünya sahnesi bizimkilerde oyuncularıydı.Üç gün sonra benim yerime alınan karar doğrultusunda kuzenim Kerem bizdeydi.Babam otogardan alıp gelmişti Kerem'i.Sıcak bir karşılama yanaklaran öpücüklerle beraber, Annem bir kucağında bir yaşındaki kardeşim Betül diğer tarafında ben gülücükler içinde en sevimli haliyle ''Hoşgeldiiiin Kereem ''dedi.Sonra eliyle omzumu itti.Bu hadi sende sarıl,hoşgeldin de bakalım itişiydi.Ben tanımıyordum ki Kerem i....
    Ama aldığım nezaket ve terbiye gereği Hoşgeldin Kerem cümlesini ben de tekrar ettim.Ertesi sabaha güzel bir kahvaltı bizi bekliyordu.Uyanıp banyoya giderken mutfaktan ''yanacaksınıııız yanacaksıınıız.Hepinizi kızartacağıım diyen bir kuzenim olduğunu duydum.Mutfağın kapısına geldim.Hoş ve güzel bir günaydın dedim.Kerem bir anda sıçradı ve tavaya elindeki patatesleri fırlatıverdi.Tavadan sıçrayan yağ ise Kerem'in koluna ilerleyen yıllarda edineceği kız arkadaşlarına anlatacağı  binbir etkileyici kahramanlık  hikayesinin ispatını kondurmuştu.Kerem çığlık çığlığa bağırıyordu.Annem koşarak Ne oldu burdaaaa? diye bağırırken içeri ki odadan altının değişimi yarıda kalan kızkardeşimin bağırtısı geliyordu.Tam bir kaos ortamıydı.Herkes bağırıyor ,ben salak salak etrafıma bakınıyor,nerede olduğunu merak ettiğim babam ise tuvaletin açılmayan kapısına lanetler yağdırıyordu.Evet lanetler yağdırıyordu çünkü bizim evde küfür edilmesi yasaktı.
  Açılmayan bir kapıya ''lanet olsun sana'' diye bağırmak o kapıyı iknadan çok amerikanlaştırırdı.
-Hayatiii!! Annemin bu çaresiz yakarışı Kerem'in acısını geçirmiyor,babam daha da bir panik oluyor içeride ki kardeşiminde yatağı humuslu yatağa dönüştürmesini sağlıyordu.Artık annemlerin yatağın üstünde hertürlü domates biber yetiştirilebilirdi.
   Aradan geçen yirmi dakika sonrasında uzun uzun soğuk suyla pansuman yapılan kolun sahibi olan kuzenim bana gözlerini kısmış bakıyordu.Sanki başına gelenlerin sorumlusu bendim.Bunun acısını senden çıkaracağım diye bakıyordu banaBense anlamsız bir gülümseme ile bakıyordum Kerem'e

   -Gökhaaaan!Karşı komşudan buz ister misin.Bizim dolaptakileri baban limonata için kullanmış.Kerem'in koluna pansuman yapalım.Yavaşça yerimden kalktım.Kapıyla mücadelesinden zaferle ayrılan babam ''haydi çabuk!''bakışı attı.
  Kapıyı açtım.Babamın iskarpinlerini ayağımda sürüyerek ve aslında istemeyerek karşı komşunun zilini çaldım.
Kapıyı benim yaşlarımda bir kız açtı.İlk defa bu kadar sarışın ve bu kadar mavi gözü bir arada görüyordum.Ve ben aşık olmuştum iki kelimeyi biraraya getiremeyecek kadar aşık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder