9 Ocak 2010 Cumartesi

GEREKSİZ FİLMLER KUŞAĞI 1 - ''G.I.JOE.''


     Dünyanın sonunu getirebilecek düzeyde önemli dört tane nükleer silah başlığının taşınması sahnesiyle başlayan salak filmde nükleer başlıklar bütün kötülerin en sevdiği renge sahip:''fosforlu yeşil''...Kötü adamlar her zaman olduğu gibi yeşil ''reaksiyonel determinatör füzyon parçalayıcıları'' zor da olsa ele geçiriyorlar ama filmin kahramanı olacak sert karizmatik ''beyaz ''la esprili ve yalaka ''siyah'ı'' öldürmüyorlar.Neden?Çünkü onlar kötü ve zeka seviyeleri ''kondürüksiyonel klimetrik seriyosfil'' düzeyinde.Bilim kurguya dayalı kalitesiz filmlerde inandırıcılığı arttırmak için kullanılan anlamsız bilimsel kelimeler tamlamaları bu filmdede yeterinden çok kullanılmış.Ancak iyi adamların ''partiküler neo modifikatör tarayıcıyı'' bu filmde kullanmaması beni çok şaşırttı.

  Amerikan film klişeleri toplama ve dağıtma co.inc e girdiğimizde kapıda beni john dark karşıladı.
      - John!'' Hey!lanet olası pis beyaz naber?''dedikten sonra ,tek elimle toka yapıp diğer elimle omzuna bir defa vurdum.Omuzlarımız birbirine bir defa çarptı ve ağzında sakız olan gözlüklü pis beyaz dostum John bana ''Hoşgeldin'' Gönül ne yapıyor?Hala çocukları okula götürürken geç kalıyor mu ha?''Ha ha ha'' dedi.Kapı girişi karşılaşması klişesini yerine getirmiştik.John Gönül'ü belki bir defa görmüştü.Gönül umrunda bile değildi hatta.İki çocuğumun isminide biliyordu ancak bu kozunu ilerleyen dakikalarda sohbet tıkandığında kullanacaktı.İçeride oval kocaman bir platformda onlarca bilgisayar dizilmiş ,herkes çalışıyor görünümünde tuşlara basıyordu.Ekranlarda kimsenin anlamadığı görüntüler ve terimler akıyordu.John bir bilgisayarın başında durdu.bir iki tuşa bastıktan sonra enter tuşuna bastı.İzinsiz olarak bilgisayarı kullanılan kişi hiç bozulmamış hatta minnetle John a bakmıştı.John her türlü bilgisayarı süper derece kullanıyordu.
   -Bak seni kiminle tanıştıracağım? karşımda uzun dağınık sarı saçlı hafif kirli sakallı Amerikan klişeleri toplama ve dağıtma kopereyşında çalıştığına inanılmayacak derecede serseri görünümlü biri vardı.
   John devam etti.''Bu Mike kendisi M.İ.T (em ay ti)yi birincilikle bitirmiştir. Giremeyeceği tekst yazamayacağı klişe yoktur.Öyle değil mi Mike?''Mike oralı bile olmadı.Bu davranışı klişeleri ne kadar iyi bildiğini gösteriyordu.Mike' ı sevmiştim.
  -Eee Mike benim için nelerin var ha ahbap(dude)?dedim.
Mike önüme rulo şeklinde ki kağıdı bir çırpıda açtı.Rulo kağıt 3 saniye öncesinde ruloluğuna büyük bir inançla sarılırken Mike ın eliyle kendisini açmasına hiç kızmamış dümdüz olmuştu ve karşımda duruyordu.Mike kulaklıklarını julağından çıkardı ve bin dolarlık ayfonu sanki üç dolarmış gibi rulonun yanına attı.Kulaklıktan Steppen Wolf'un ''born to be wild''şarkısı bangırdıyordu.Bu bangırdama Mike 'ın ne kadar çılgın bir adam olduğu klişesini göstermek için yegane bir fırsattı.Yan tarftaki kalem kutusunu aldı ve beş altı defa güzelim ayfonu hunharca hırpaladı.Müzik susmuş ayfon ölmüştü. Mike beni göstererek:
    Hey Man ..Ho is the mother fucker gibi birşeyler mırıldandı.Lafları ağzında yuvarlıyordu.Tane tane söylese belki anlayacaktım ama motherlar ve fucker lar yuvarlandığı için bir sorun görmemiştim.

  Yapmam gerekn bir film var ve bunun için senin klişelerine ihtiyacım var ahbap dedim.Tam o sırada ayfon dan'' boooooorrnnn tuuu beeeee '' sesi yükseldi.Ayakkabımı çıkararak mike ın bana güvenmesini sağlayacak olan ayakkabı topuğuyla ayfon öldürme sekansını gerçekleştirdim.Mike ve John hayran olmuşlardı.Yolculuğum boyunca çıkarmadığım çoraplarımın kesif kokusu ortama ayrı bir heyecan ve adrenalin katmıştı.
    Mike bana gülümseyerek tam rulanun ortasına parmağıyla bastırdı.
-İşte sana son klişem;''Kötü kadın filmin sonunda iyi adamla anlaşıp , beraberce kötü adamları haklayacak''Kötü kadın iyi tasarlandığında ,saçları sarıyken siyaha boyanıp tam kulağının arkasında iyilikleri yokolsun diye enzim şırıngalandığında  yenilmez bir klişeye dönüşüyor.Tabi ilerleyen dakikalarda geçmişteki güzel günleri hatılama klişesi flaşback lerle desteklenecek.Yoksa iyi çalışmaz!Hey ahbap bu klişeyi kullanabilir misin ha!
  -Aradığım klişe buydu.evet mıke Evet mike!!diye iki defa yumruğumu sıkıp oley anlamında sağdan sola salladım.john gevrek gevrek gülüyordu.

    Sonra bir kaç birimden daha bir kaç klişe aldım.klasik klişelerdi ama olmazsa olmazdı.Çocukluğunda ilaçlama uçağı kullanan gencin en süpersonik uçağı büyük ustalıkla kullanması.Aptal görünümlü iyi kadının soyu tükenmiş dilleri su gibi konuşması,İnanılmaz derecede akrobatik ve süper japon savaş sanatı ustasının herkesin içinde kahraman tarafından yere serilmesi,Filmin sonunda konferans salonu gibi bir yerde sadece sayılara ve göstergelere bakan onlarca insanın göstergelerden çıkardıkları olumlu sonuçla oleey diye bağırıp,gülüp,birbirine sarılması gibi klişeler aldım.Yeni filmim hazırdı.
   Çıktığımda yardımcım Elena'yı aradım(tabi ki sarışın ve gözlüklüydü ve büromda durmadan sevişiyorduk)Hemen gazete ve televizyonları arayıp bu film için 4 km film 8 km kablo 14 bin litre benzin harcadığımızı duyurmasını istedim.Ayrıca çekimlerde iki kişinin öldüğü ve 5 kişinin yaralandığı söylentisi ni de ekledim.Sevişme sahneleri içinde yastık ayarlamasını söylemeyi unutmadım tabi.
  Dörtyüz milyon dolar harcadığım filmim için riske giremezdim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder